Abartıyorum

Her şeyin zor olacağını tahmin ediyordum. Ama daha öncekilerden zor olacağını tahmin edememiştim. İnsanlara güvenmemeyi ne yazık ki; artık bana öğretmişlerdi. Aslında beni bu kadar etkilemesinin nedenini de yavaş yavaş öğreniyordum. İnsan, ilk defa tanıştığı şeylerin hüsranını daha çok hissediyor maalesef. Şarkılar konuştukça; herşey pürüzsüz bir o kadar allak bullak oluyor.

Evet! çok fazla beklentim yoktu hayattan. Önüme çıkan herkesin sıradan sayabileceği işi yani; hayatı kabul edip en dipten sıçrayıp çıkmam gerekiyordu. Kendime bunu inandırdım. Hayatım boyunca; aileme yük olmadan ve sonunda tek başına, dimdik duran bir adam olmaktı istediğim.

Evet! dışarıdan bakıldığında herkes bana bunu başarıyorsun diyebilirdi. Artık yorulduğumu anlamazlardı. Kendimden bile sakladığım, yalnızca şarkıların bana anlattığı, hayallerimin çöküşünü benden başkası farkedemezdi.

Evet! belki büyük hatalar yapmamıştım ama; sonuçları yeteri kadar büyüktü benim için. Ne yapsam çıkmazdaydım. Bıkmıştım artık. Yorulmuştum belirsizliklerden. Geceleri özlemiştim, gecelerden nefret ettiğim kadar.

Evet! ya sabretmem lazımdı ya da hayatımda köklü değişiklik yapmam gerekiyordu. Ama bunların ikisine de artık karnım toktu. Sonuç vermemişti her ikisi de. Ne geçmişi unutmak kolaydı ne de gelecekten kaçmak. Belki de fazla abartıyordum, fazla büyütmüşüm. Beklentisiz ilerlemek daha doğruydu benim için.

Çoğu insandan iyi konumdaydım. herkesin koşa koşa kabul edeceği hayatım vardı. Ama benim için kabustan farksızdı. Uyanamadığım uzun bir kabus. Her geçen gün insanlıklarını sorguladığım insanları anlamaya çalışırken onlar gibi olmaktan korkuyordum. 

Ya fazla karamsardım kendime ya da fazla iyi niyetliydim başkalarına. Henüz bir kaç ay öncesine kadar bu dünyaya ait olmadığımı düşünürken, şimdilerde utanmasam; son nefesimi vermek için dua edecektim. Ne duruma geldik. Yazık...

Her geçen gün kendimi kaybederken, aslında; kendimi buluyordum. Her seferinde; umutlarımın yeşereceğine inanıp, yeşermediğini görmek beni bunları düşündürmeye yetiyordu zaten.

İnsan kendini en iyi bilendir. Başkalarını mutlu ederek mutlu olan birisi, yalnızsa eğer; mutsuzdur.

Baştan sona başrolünde kendimin olduğu bu hikayede, başkalarını suçlayamazdım. Zaten abarttığımın da farkındaydım.

Bu kadar şaşırmaya gerek yoktu. Nitekim; hayat, imkansızlıkların içinde imkanları arayıp bulma savaşıydı. 

Şimdilik burada işimiz kalmadı----- Bence dinle!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Faraday Kafesi

128 Adımda Ergonomik Kontrol Noktaları (In Step 128 Releases in Ergonomic Points)